İktidar partisi AK parti, tarafından İnsan Hakları Eylem Planında ( İHEP ) acil uygulanması gereken 3 aylık planda değerlendirilen ve TCK 43 ile ceza adaletsizliğine son verilmesi gündeme gelen yasa tasarısı TBMM genel kuruluna getirilmeden askıya alınmıştı.

Buna tepki gösteren muhalefet partileri başta İYİ Parti olmak üzere CHP ve Demokrat parti TBMM'ye önerge  vermek dahil olmak üzere bazı adımlar atmıştı. Ancak İnsan hürrİyetini bağlayıcı cezalarda haksız yere yüz binlerce insanın mağdur olduğu bir yasanın düzenlenmesi hususunda iktidar partisi süreci alabildiğine uzatırken, muhalefetin de ses çıkarmaması mağdur ve mağdur yakınlarını rahatsız ettiği gibi üzmektedir.

Mağdur ve mağdur yakınları aradan geçen uzun zamana rağmen bu acımasız kanunun düzenlenmemesi karşısında Muhalefet partilerinden en azından bu çarpık hukuksuzluğu TBMM gündemine taşımalarını beklerken  iktidar partisinden de bu yasayı bir an evvel TBMM ne taşıyarak çözmelerini istemektedir.

VUK359 nedir; 

Vergi Usul Kanunu 359. madde kısaca vuk359 olarak adlandırılmakta olan 213 sayılı yasanın  vergi kaçakçılığı ve defter belge ibrazı kısmını düzenleyen kanun maddesidir. Kanundaki sıkıntı nedir?

Kanun düzenlenmesiyle ilgili sorunlar Vegi dairesi inceleme elemanlarının bir şirket yada şahıs hakkında yaptığı tespitleri rapor etmesiyle başlıyor. Raporlar genelde mükelleflerin faaliyetlerini sürdürdüğü tüm yılları kapsayacak şekilde düzenleniyor ve genelde idarenin lehine olan tüm sebepler işlenirken mükellefin hiç bir yararına durum rapor edilmiyor. Çünkü inceleme elamanının işi zaten bu.

Yani mükellefi alabildiğince suçlamak ve ceza almasını sağlamak. Diğer taraftan mükellefe ulaşılmadan ve ifadesi dahi alınmadan bu raporların genelde birbiriyle aynı kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlanıyor olması.

Ardından savcılık ve bilirkişi inceleme de benzer yönde veriliyor ve mükellefin artık ciddi bir hapis cezası almadan mahkemeden kurtulma şansı kalmıyor. 

Asıl sorun Mahkemede başlıyor  Hakim Önüne gelen yüzlerce sayfalık müfettiş raporları, savcılık iddianamesi ve bilirkişi raporları karşısında zaten ilk celse de mükellefin bir sahte faturacı olduğuna kanaat getiriyor ve mahkeme fazla uzamadan mükellef aleyhinde sonuçlanıyor. 

Karara gelince mahkeme mükellefin açık olduğu her yıl için ayrı ayrı cezaya hükmederek mükellefe adeta müebbet hapis cezası veriyor. Ve bu durum Yargıtay içtihadı nedeniyle neredeyse standart olarak karara bağlanıyor. Şöyleki her dönem için 3 yıl 9 ay 15 gün, bu da şu anlama geliyor 3 yıl faaliyet gösteren bir işletmeye sahipseniz alacağınız ceza toplam da 12 yılı buluyor. Ayrıca 2016 dan sonra verilen cezayı temyiz dahi edemiyorsunuz ve İstinaf mahkemelerinde cezanız onanarak ceza evi yolu görünüyor. Ayrıca sizi 5 dönemden, kullanıcı ve düzenleyici olarak değerlendirirse mahkemeden 50 yıl ceza almanız bile muhtemel.