Kahve, Afrika, Güney Amerika ve Güney Asya gibi tropik ülkelerde yetişen coffea arabica, coffea caneford gibi kahve ağaçlarının tohumlarından elde edilir daha sonra kahve tohumları kavrulur. Kavurma esnasında kahve tohumunda ki gazlar açığa çıkar, su kaybolur, tad veren aromatik esanslar oluşur. Ortaya çıkan bu öğeler kahveye kendi özel tadını kazandırır.

Eski zamanlardan beri kahve tüketimi hemen hemen dünyanın her yerinde yaygın haldedir. Özellikle Türk kültüründe kahvenin yeri ayrıdır.

Günümüzde artan kahve çeşitleri ile kahve tüketimi daha da artmıştır. Her çeşit aroma’dan kahve bulmak mümkün.

Kahve, kafein haricinde yaklaşık 400 kimyasal, eser miktarda antioksidan ve niasin içerir. Ayrıca mineraller, tanen ve karamelize olmuş şeker içerir. Kahvenin kendisi kalori içermez ancak süt, krema ve şeker eklemesiyle kalori içerir.

Kahve kafeinin başlıca kaynağıdır. İçerisindeki kafein miktarı kahvenin çeşidine ve kafeinli olup olmamasına göre değişmektedir. 150 ml kahvenin kafein içeriği kavrulmuş ve öğütülmüş kahve için 80 mg, cappuccino için 90 -100 mg kabul edilmiştir. 60 ml exspresso kahve (sade) 100 mg, kafeinsiz kahve için 3 mg, instant kahve için 65 mg kafein içerir. Kahve yeteri kadar tüketildiğinde oldukça yararlı bir içecektir ama diğer her şey gibi fazlası zarar. Araştırmacılar, günde sadece bir veya iki fincan kahvenin faydaları arttırdığını belirtiyor. Kafeinli ve kafeinsiz versiyonları, neredeyse aynı seviyelerde antioksidan sağlıyor.

Kahve, tip 2 diyabetin korunmasına yardımcı olabilir.

Parkinson hastalığının görülme sıklığını önemli ölçüde düşürür: Ayrıca kahvede bulunan kafein, Parkinson hastası kişilerin hareketlerini kontrol etmeye yardımcı olabilir.

Sinir sistemini harekete geçirir: Vücuda girdiğinde kafein, kalp atım hızını ve kan basıncını yükseltir, enerji seviyelerini yükseltir ve ruh halini iyileştirir.

Karaciğer kanseri riskini azaltır: İtalyan araştırmacılar, kahve tüketiminin karaciğer kanseri riskini yaklaşık %40 oranında azalttığını buldu. Ayrıca, sonuçlardan bazıları, günde üç bardak içilirse, risklerin %50'den daha fazla azaldığını göstermektedir. Kahvenin faydaları özellikle karaciğer için çok etkili olduğu doğrulanmıştır.

Düzenli kahve tüketimi: karaciğerdeki safra kanallarının nadir bir otoimmün hastalığı olan primer sklerozan kolanjit (PSC) riskinin azalmasını sağlıyor.

Karaciğer sirozu: Alkollü içeceklerden oluşan karaciğer sirozu insidansını %22 azaltabilir. Araştırmacılar her gün iki veya daha fazla fincan kahve içmenin karaciğer sirozu ölüm riskini %66 azaltabileceğini öne sürdüler.

Kahve içmek kalp yetmezliğine karşı koruyor:  Günlük olarak kahve içenler, içmeyenlere göre daha düşük kalp yetmezliği riski taşıyor.

Araştırmacılar kahvenin faydalarının diğer birçok şey gibi, ne kadar kahve içildiğine bağlı olduğunu söylüyorlar. Düzenli olarak kafein tüketen insanlar, etkilerini zar zor fark edebilir. Bununla birlikte, kafeine karşı çok hassas olan bir kişi için, etkiler saatlerce veya ertesi güne kadar devam edebilir.
Günlük kafein tüketim miktarı 300 mg’ı geçmemelidir (yaklaşık 3-4 fincan kahve yada 5-6 büyük çay). Eğer 300 mg’ ı geçer ise vücutta bazı kötü etkileri olur.

Kafein, idrara çıkışı arttırır: Kahve’nin diüretik etkisi vardır ancak bu etki kahvenin içindeki kafeinin miktarına bağlıdır. Kafein alımı arttıkça, sıvı atım miktarı da artmaktadır. Bu durum erkeklerde prostat problemleri ile ilişkili olabilir.

Kemik kaybı: Fazla miktarda kahve tüketmek idrarla kalsiyum atımını arttırır. Bu durum ilerleyen yaşlarda sakıncalı olabilir bunun nedeni kemiklerimizde 35 yaşına kadar kalsiyum depolayabiliriz. 35 yaşından sonra eğer kahve tüketimi 300mg üzeri ise idrar ile atılacak olan kalsiyum kemiklerimizin kalsiyum rezervlerinden olacaktır ve atılan kalsiyumu yerine koymak pek mümkünde değildir. Bu kaybı dengeleyebilmek için aşırı kahve tüketen kişiler, kalsiyumdan zengin besinlerden bol miktarda tüketmelilerdir.

Uyku düzensizliği: Uykuya dalmayı zorlaştırır veya uyku süresini azaltabilir.

Duygu durumu: Gerginlik ve sinirliliğe sebep olabilir.

Kalp problemleri: Kafein, kan basıncında ani yükselmelere sebep olmaktadır. Düzensiz kalp atışları, kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.

Infertilite: Yapılan birçok çalışmada, günde 300 mg dan daha fazla kafein alımının gebe kalmayı geciktirdiği saptanmıştır. Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltabiliyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor.