Herkes hem kendi sağlığını hem de diğer bireylerin sağlığını korumak için evde kendini karantinaya almışken, evde geçirilen bu vakitte iştah kontrolü ve moral desteği sağlayacak besin tüketimi çok büyük bir önem arz etmektedir. Fazla besin tüketiminden kaçınılmalıdır. Fazla besin tüketimi ve azalan fiziksel aktivite düzeyi sonucu vücutta istenilmeyen yağ birikimleri oluşur. Bu durumun daha ileri ve tehlikeli sonucunun adı ise obezitedir. Obezitenin tek nedeni bunlar değildir genetik yatkınlık ve cinsiyetinde etkisi vardır. Obezitenin WHO(Dünya Sağlık Örgütü) tanımı; vücut yağ miktarının insan sağlığını bozacak şekilde aşırı veya anormal birikmesidir. Obezojenik davranışları sıralayacak olursak bunlar; sedanter hayat, büyük porsiyonlarda besin tüketimi, yüksek yağ alımı, yüksek şeker alımıdır ve bütün bunlar sonucunda ortaya çıkan obezite. Ve tabi ki obezitenin tek soncu vücutta yağ birikimi değil, obezite yanında yandaş hastalıklara da ev sahipliği yapar. Bunlar; tip 2 diyabet, hipertansiyon, hiperinsülinemi, hipertrigliseridemi, küçük ve yoğun LDL, düşük HDL-C, bütün bunları içinde barındıran metabolik sendrom ve hiperkoagulabilitedir. Tabi ki obezite iştah kontrolü ile önlenebilir ve obezite sırasında tedavi edilebilir ve sonrasında uygun bir diyet ile kilo kontrolü sürdürülebilir.

 İştah kontrolüne gelecek olursak, basitçe mide boşalınca otomatikman girelin hormonu salgılanıyor ve yemek yeme isteği oluşuyor. Girelin hormonu sadece fiziksel sebeplerden tetiklenmiyor. Sosyal ve psikolojik sebepler de bu hormonun salgılanmasına neden oluyor. Bunun dışında hedonik açlık olarak tanımladığımız bir açlıkta söz konusu örnek verecek olursak; yemekten sonra en sevdiğimiz pastadan yediğimiz bir dilim, aç olmamamıza rağmen en sevdiğimiz yemekten yemek gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Kısaca fiziksel açlıkta boşalan midenin kazınması, guruldaması gerçek bir yeme ihtiyacı söz konusuyken duygusal veya hazsal (hedonik) açlık ise sadece zevk alma ihtiyacından kaynaklanıyor.

 İştahımızı kontrol altına almak için ilk olarak güne güzel bir kahvaltı ile başlamak çok önemlidir.    Kahvaltımızda yer verdiğimiz süt ve süt ürünleri, tercihen haşlanmış yumurta, ekmek veya tahıllar ve meyveler güzel bir kahvaltı ile güne başlamamızı sağlar. Ana öğünlerden sonra mutlaka ara öğün yapılması gereklidir. Bunun nedeni; ana öğünden 1 saat sonra yapılan ara öğün (bu bir elma olabilir kefir olabilir şeker ilavesiz meyveli yoğurt olabilir) bizim diğer ana öğüne kadar olan vakitte açlığımızı bastırmaya yardımcı olur ve kontrolsüz yememizi engeller. 3 ana ve 3 ara öğün yapmamız da iştah kontrolünde yardımcı oluyor. Bunu gün içindeki programınıza göre saat bazında düzenleyebilirsiniz.           Bol bol sıvı tüketimi çok önemli doygunluk hissi oluşturur ama sıvı derken kahve, çay gibi sıvılardan değil sudan bahsediyoruz bu sıvılar sıvı ihtiyacınızı gidermiş hissiyatı verse bile diüretiktir vücuttaki sıvı atımını arttırır. Eğer ana yemekten önce bir açlık hissederseniz sütünüze ya da yoğurda yada      bir -yarım porsiyon meyvenin üzerine eklediğiniz bir çay kaşığı tarçın kan şekeri seviyesini düzenler, açlıkla başa çıkmaya yardımcı olur.

Gelelim bu karantinada moral ve motivasyon bulabileceğimiz besinlere ve nedenlerine.

• BİTTER ÇİKOLATA

BİTTER ÇİKOLATA; İçeriğindeki fenilalanin, serotonin, dopamin gibi ruh halini yükselten hormonların üretimini arttırır. Mutluluk hissi veren endorfini serbest bırakmak için beyine mesaj yollar. Ayrıca potasyum, bakır, magnezyum, demir gibi mineralleri bulundurur.

• CEVİZ

Omega-3 yağ asitlerinden zengin olan ceviz depresyonla savaşmaya yardım eden B6 vitamini, triptofan, ve folat (B9 vitamini) için iyi bir kaynaktır.

• MUZ

Özellikle içerdiği B6 vitamini, depresyon semptomları azaltmak gibi beyinde dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterlerin salgılanmasına yardım eder. Muz, potasyum, triptofan, B vitaminleri, fosfor, lif, demir ve magnezyum gibi mineraller, içerir.

• YOĞURT

Yoğurt nörotransmitterler için gerekli olan kalsiyum ve proteinden zengindir.

• HİNDİ

Hindi eti triptofan açısından zengin bir kaynaktır, aynı zamanda depresyon ve stresle mücadeleye yardımcı serotoninin üretimi için gerekli başka bir amino asit olan tirozinide yapısında bulundurur.