Evde vakit geçirilen şu günlerde bağışıklığı güçlü tutmak ve kilo almamak için dengeli beslenmek büyük önem taşıyor. Bol sıvı tüketmek, protein kaynaklarına yönelmek ve lif oranı zengin besinleri tercih etmek gerekiyor.

Koronavirüs önlemleri kapsamında zorunlu olmadıkça evden dışarı çıkılmaması gerekiyor. Bu da hareketsizliğe yol açıyor. Hareket alanı kısıtlananlar kendilerini sık sık buzdolabının önünde ya da abur cubur paketlerini açarken buluyor. Oysaki bu günlerde sağlıklı beslenmeye dikkat edilmeli. Çünkü bağışıklık sistemini güçlü tutmak, koronavirüsle mücadele için son derece önemli. Yeterli ve dengeli beslenmek gerekiyor 

“Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için çeşitli şekilde beslenmeye önem vermemiz şart. Bu, yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlayacak, sağlıklı beslenmemizi destekleyecektir. Enfeksiyonel hastalıklarda protein ihtiyacımız biraz artabiliyor. Bu sebeple protein ihtiyacımızı karşılamamız önemli. Et, balık ve tavuk protein kaynaklarımız... Bunun yanında kuru baklagiller de önemli protein kaynakları arasında. Aynı zamanda bağırsak sağlığımızın korunması için gerekli posaları bu sebeple kuru baklagilleri tüketmemizde fayda var. Fiziksel aktivitemizin az olmasından ötürü bağırsak hareketlerimiz yavaşlayacaktır. Posalı yiyecekler, kuru baklagiller gibi tahıl ürünlerinin yanı sıra sebzeler ve meyveler bağırsak sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır.” içeriyorlar.

Kahvaltıda mutlaka yumurta tüketilmeli

“En önemli protein kaynaklarından biri yumurta... Anne sütünden sonra en kaliteli proteine sahip. Kahvaltılarda yumurta tüketimine, yarım yağlı peynir tüketimine önem vermeliyiz. Fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişleri kahvaltımıza ekleyebiliriz. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için gerekli sağlıklı yağlara sahip oldukları gibi mineral içerikleri de yüksek. Yine bir miktar da protein ihtiva ediyorlar. Bunlarla birlikte muhakkak taze sebze ekliyoruz kahvaltımıza... Bu dönemde havuç, turp gibi bağışıklık sistemini güçlendirecek çiğ sebzeleri de yine kahvaltımıza ekleyebiliriz. Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ve tam buğday ekmeği tüketmeliyiz. Zeytinyağı da çok önemli. Salatamızda muhakkak zeytinyağı kullanmalıyız.” 

İki ana öğün beslenmek için yeterli

“Fiziksel aktivitemiz azaldı. Evde olduğumuz için uyku düzenimizde de değişiklikler var. Uyku, bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli unsurlardan biri. Beslenme kadar önemli. Düzenli uyku uyumaya dikkat edelim. Kahvaltımızı eğer geç saatte yapıyorsak iki ana öğün beslenmek yeterli olacaktır. Güzel bir sabah kahvaltısı, daha sonra bir ara öğün ve akşam yemeği. Akşam yemeğini de geç saatlere bırakmamak gerekiyor.

Ara öğünlerde probiyotik tavsiyesi

“Ara öğünlerde genelde probiyotik ürünleri tüketmek önemli. Bu, kefir ya da probiyotik bir yoğurt olabilir. Yanında fındık, ceviz, badem veya meyve tüketilebilir. Böylelikle miktar kontrolüne dikkat ederek fazla besin alımını azaltmış oluruz. Bağışıklık sistemini güçlendirerek bu dönemi rahatlıkla atlatabiliriz.” 

Sıvı tüketimine özen gösterilmeli

“Su tüketimini göz ardı etmeyelim. Vücuttaki toksinlerin uzaklaşması ve metabolizmanın hızlanması için su tüketimi çok önemli. Günlük kilogram başına 35 mililitre su içilmesini öneriyoruz. Bitki çaylarını bu dönemde bağışıklık sistemini desteklemesi için tüketebilirsiniz. Kuşburnu çayı, meyve çayı, yeşil çay içebilirsiniz. Narenciye veya nar varsa kabuklarını kaynatıp zerdeçal ya da tane karabiber ekleyerek bitki çayı yapabilirsiniz. Sıvı ihtiyacınızı bu şekilde de karşılayabilirsiniz.”

Hamur işlerine dikkat 

Rafine tahıllar, şekerli ürünler, kekler, pastalar... Kan şekerini hızlı yükselten ve açlık hissi yaratan yiyeceklerden uzak durmalıyız. İnsanlar canları çekiyor diye hamur işi yapıp yiyorsa bile miktar kontrolüne dikkat etmeli. Örneğin ara öğünde hamur işi yendiyse akşam öğününde bulgur pilavı veya ekmek azaltılabilir. Tabii bu da haftada bir ya da ikiyi geçmemeli.

Çünkü hamur işi yiyecekler kilo artışına neden olur. Kek ve poğaçalar tam buğday unu ile yapılırsa daha iyi olur çocuklar için. Poğaça yapılırsa da yine tam buğday unu tercih edilebilir. Onun dışında yine evde varsa yulaf unu ve buğday unu karıştırılarak yapılabilir. Böylelikle hem lif içeriği artacak hem de kan şekerini hızlı artırmayacak. Çocukların metabolizması daha hızlı olduğu için bunları yemelerinin bir sakıncası olmayacaktır. Kuruyemişleri de muhakkak çocuklara yedirelim. Süt ve yoğurttüketimi yine bu dönemde çocuklar için önemli. Tadını seviyorlarsa kefir de içebilirler.”