KORONA VİRÜS VE BESLENMEDE D VİTAMİN’NİN ÖNEMİ

Korona virüs salgını tüm dünyayı kasıp kavurmaya devam ederken, korona virüsü’nün daha fazla yayılmasına engel olmak için bizim üzerimize düşen, zamanın büyük bir kısmını evde geçirmekir. Böylelikle hem kendi sağlığımızı hem de toplumdaki diğer insanların sağlığını tehlikeye atmamış oluruz.

Evde bol bol vakit geçireceğimiz bu günlerde bağışıklık sistemi için çok önemli bir rol oynayan D vitamininden yoksun kalabiliriz. Başlıca doğal D vitamini kaynağı güneştir. D vitamininin %90’ını güneşten karşılarız. Optimal D vitamini düzeyini elde etmenin en muhtemel yolu uygun bir şekilde güneşlenmek ve doktorunuzun önerileri doğrultusunda dışarıdan D vitamini desteği sağlamaktır. Evde olduğumuz şu sıralar her gün balkonda oturacağımız 15-30 dakika, toplumdan uzak bir yerde ufak bir yürüyüş ile bunun önüne geçebiliriz. Ama burada önemli birkaç püf nokta var bunlardan biri  güneş ışınlarının doğrudan cildimize temas etmesi. Bir camın ardından gelen güneş ışınları ile D vitamini üretmemiz mümkün değil. Çünkü camlar UVB ışınlarını önlüyor. Aynı zamanda; güneş kremleri ya da güneşten koruyan kremler de UVB ışınlarını geçirmiyor ve vücudumuzun D vitamini üretmesini engelliyor.  Ayrıca güneşte çok kalmamakta önemli bir püf nokta. Güneşte kaldığımız süre uzadıkça D vitamini üretim seviyesi azalıyor. Çünkü oto kontrollü bir sistem D vitaminini aktif olmayan D türevlerine çevirir. D vitamini oluşturabilecek UV-B ışınları 11.00 - 15.00 saatleri arasında yeryüzüne indiği için, en faydalı zaman dilimi bu aralıktadır.D vitamini hakkında biraz daha detaylıca konuşacak olursak; D vitamini, derimiz güneş ışığı ile buluştuğunda kolesteroller ile üretilir. D vitamini oluşmasına neden olan şey, öncüsü 7-dehidrokolesteroldan güneş ışığının kırılmasıyla oluşan ultraviolet B (UV-B, 280-315 nm) ışınlarıdır.D vitamini kas ve kemiklerin sağlığında çok önemli bir role sahiptir. Kalsiyum ve fosforun bağırsaklardan emilimine yardımcı olur.  D vitamini kas ağrılarını, kemik ağrılarını, kronik yorgunluğu ve osteoporozu önleyebilmekte ve tedavi edebilmektedir. Hücrelerin farklılaşmasını engelleyerek kanser oluşumunu önleyici etkisi saptanmış durumdadır. Bağışıklık sistemi ve insülin salgılanması üzerine de düzenleyici etkisi olan D vitamininin eksikliğinde otoimmün hastalık ve tip 2 diyabet gelişimine eğilim oluşmaktadır. Ayrıca vücudun enfeksiyonlara karşı direncini attırmakta ve bu şekilde vücuda yararlı etkileri bulunmaktadır. D vitamini kaynaklarından bir diğeri ise hayvansal besinlerdir ama bu D vitamini kaynağının yalnızca  %10 ‘udur.Bu besinleri sıralarsak eğer ; 

Besinsel D vitaminini, Dünya Sağlık Örgütü, çocuklar ve ( emziren ve hamile bayanlar dahil olmak üzere) 50 yaş altı yetişkinler için günlük 5 µg (≥ 200 Uluslararası birim (IU), 51-65 yaş arası bireyler için 10 µg (≥ 200 Uluslararası birim (IU) ve 65 yaş üstü bireyler için 15 µg (600 IU) D vitamini alımı önermektedir.